Pratik Bilgiler

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

Muhasebe Standartları

» Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. Resmi Gazete

DUYURULAR

Döviz cinsinden olan alacaklar ile alacak karşılıkları için geçici vergi dönemlerinde kur değerlemes

Döviz cinsinden olan alacaklar ile alacak karşılıkları için
geçici vergi dönemlerinde kur değerlemesi yapılıp
yapılmayacağı.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.99.16.01-105[280-2015]-3601
Tarih:
24/02/2016
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı : 64597866-105[280-2016]-3601 24/02/2016
Konu : Döviz cinsinden olan alacaklar ile
alacak karşılıkları için geçici vergi
dönemlerinde kur değerlemesi yapılıp
yapılmayacağı.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ... sektöründeki faaliyetlerinizden dolayı Başkanlığımız
…vergi numaralı mükellefi olan şirketinizin, tahsil edemediği dövizli alacaklarına ilişkin dava
sürecini başlatarak Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde karşılık ayırmak suretiyle
giderleştirdiği, ancak döviz cinsinden olan Şüpheli Alacaklar Hesabı ve Şüpheli Alacaklar Karşılığı
Hesabının geçici vergi dönemleri itibariyle yıl sonlarında ve sonraki yıllarda değerlemeye tabi
tutulması hususunda tereddüte düştüğünüzü belirterek, döviz cinsinden olan şüpheli alacakların ve
bunlara ilişkin ayrılan karşılık tutarlarının değerlenip, değerlenmeyeceği hususunda Başkanlığımız
görüşü talep edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Şüpheli Alacaklar” başlıklı 323 üncü maddesinde;
“Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından
ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte
karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda
bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr zarar
hesabına intikal ettirilir.”
hükmü yer almaktadır.
Kanun hükmüne göre ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili
olmak şartıyla; dava ve icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir
defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine
değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin
mevcut olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkan bulunmamaktadır. Diğer yandan,
şüpheli alacaklar için dava veya icra takibine başlanıldığı yılda karşılık ayrılması gerekmekte olup,
şüpheli hale geldiği hesap döneminde karşılık ayrılmayan alacaklar için daha sonraki dönemlerde
karşılık ayrılması mümkün olmamaktadır.
Ancak, ayrılan şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri
dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.
Öte yandan, yurt dışından olan alacakların şüpheli hale geldiğinin ispatlanabilmesi için
ticari iş yapılan firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde dava açılması veya icra takibinde
bulunulması gerekmektedir.
Döviz cinsinden alacakların dönem sonunda değerlenmesi nedeniyle oluşacak kur farkları da
asıl alacağın akıbetine tabi olduğundan asıl alacak şüpheli hale geldikten sonra bu alacağa bağlı
olarak oluşan kur farkları için de şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.
Ancak, döviz cinsinden alacakların dönem sonunda değerlenmesi nedeniyle kambiyo zararı
oluşması durumunda şüpheli alacakların, oluşan kambiyo zararı kadar azaltılması ve ayrılan şüpheli
alacak karşılıklarının da kambiyo zararı kadar azaltılarak konusu kalmayan bu karşılıkların gelir
hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan; Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasında, kurumlar
vergisi mükelleflerince cari vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere
Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve cari dönemin kurumlar vergisi oranında geçici
vergi ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Konuya ilişkin olarak yayımlanan 217 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “Geçici
Vergiye Esas Kazancın Tespiti” başlıklı 3 üncü bölümünde;
“…. Geçici vergiye esas kazançların tespitinde, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ilişkin
hükümlerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Değerleme işlemleri ise geçici vergi döneminin
kapandığı tarih itibariyle yapılacaktır.”
açıklamasına yer verilmiştir.
Öte yandan, aynı Tebliğin “Yabancı Paraların ve Yabancı Para Cinsinden Olan Borç ve
Alacakların Değerlemesi” başlıklı bölümünde ise;
“Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile
değerleneceği ve bu hükmün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar
hakkında da cari olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, geçici vergiye tabi kazançların tespitinde yabancı
paralar ile yabancı para cinsinden olan alacak ve borçların bu hüküm dikkate alınarak değerlenmesi
gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemede T.C. Merkez Bankasınca Resmi Gazetede geçici
vergi döneminin kapandığı tarih itibariyle yayımlanan döviz alış kurları esas alınacaktır.”
açıklaması yapılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; ... işlerinizden doğan ve şüpheli hale gelen
yabancı para cinsinden alacakların geçici vergi dönemlerinde değerlenmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.